Abstract: This article presents the British troops’ defeat in the siege of Kut al Amara. This was the second greatest victory won by the Ottomans during the First World War, after Çanakkale1. We present the war from an objective perspective, touching on some points such as: the military personalities in charge of the campaigns, the progress of the war and the changes that occurred during it, like the imprisoning of the British soldiers in Yozgat City. We used certain documents of the age, like the journals of British prisoners in Yozgat, which allow us to see some interesting and important dimensions to this part of the war. Two-thirds of the British and about a seventh of the Indian prisoners never saw their homes again. Relative to the numbers of men involved, the British losses at Kut dwarf those of the far bigger battles on the Western Front. And some British prisoners were taken to Yozgat City and treated in a humane manner.
Keywords: Kut al Amara, Victory, British, Prisoners, War, Yozgat City.
Abstract: This study aims to reflect the learning atmosphere, conditions, speed and abilities of the students of literature and English as a second,foreign language.In Turkey, most of the students have the difficulties to learn, think and also to read in English. English language is now as a linguaga franca, a World, science language.Because of all these; the learners of English language must have the abilities to learn,think,digest and grasp in English to be successful in the World education arenea.For this reason, rather than a classical direct English teaching method; a literary thinking and understanding of English and its literature comes into the scene in both languages in language,culture and understanding and learning respectively.
Keywords: English literature, Elt classes, culture, learn, English learning-teaching.
Özet
Bu çalışma, ikinci bir yabancı dil olarak edebiyat ve İngilizce öğrencilerinin öğrenme
ortamını, koşullarını, hızını ve yeteneklerini yansıtmayı amaçlamaktadır. Türkiye’de
öğrencilerin çoğu İngilizce öğrenmek, düşünmek ve okumak için zorluk çekmektedir.
İngilizce artık bir dil dili franca, bir dünya, bilim dili. Bütün bunlardan dolayı; İngilizce dilini
öğrenenlerin, Dünya eğitim arenasında başarılı olmak için İngilizce’yi öğrenme, düşünme,
sindirme ve kavrama yeteneklerine sahip olmaları gerekir. Bu nedenle, klasik bir doğrudan
İngilizce öğretme yöntemi yerine; İngilizcenin ve edebiyatının edebi bir düşüncesi ve anlayışı,
her iki dilde sırasıyla dil, kültür ve anlayış ve öğrenmede ortaya çıkmaktadır.
Çalışma, literatürün gözden geçirilmesine ve EFL / ESL derslerinde literatürün bir dil öğretim
materyali olarak nasıl bütünleştirilebileceğine odaklanmaktadır. Birincisi, edebiyatın ilk
gramer çeviri yönteminden (GTM) iletişimsel dil öğretimine (CLT) modern dönemlerden beri
yaşamdaki ve dil derslerindeki yerini tanıtır. Yazı daha sonra dil dersleri için bir girdi olarak
literatürün önemini ve öğrencilerin ihtiyaçlarını tartışıyor. Bundan sonra edebiyatın EFL /
ESL sınıflarında kullanılmasının nedenleri ve karşıları tartışılır. Bunu yapmak için,
araştırmacılar son fikirleri, dil öğretimi pratiğindeki metodolojileri ve teorileri kullanırlar.
Sonunda pratik bir sahnede, bu makale dil öğretimi derslerinde edebiyat öğretimi
konusundaki geçmiş ve güncel yaklaşımları gözden geçirmektedir.
Anahtar Kelimeler: İngiliz edebiyatı, Elt sınıfları, kültür ve öğren, İngilizce öğrenme öğretimi
Necip Fazıl Kısakürek, şiir, tiyatro, fıkra, hikâye, makale, tarih, tenkit, biyografi türlerinde yazılar yazmıştır. Çok çeşitli eserleri ustalıkla veren bir yazar ve şair olduğu bilinen bir gerçektir. Necip Fazıl, aynı zamanda Türkiye’de Cumhuriyet Dönemi’nin ilk önemli şairlerindendir. Tüm şiirleri Çile adlı eserinde toplanmıştır. Sağlığında dokuz defa basılan Çile şiir kitabı, her baskısında yeni şiirlerle zenginleştirilmiştir. ‘Çile’ kavramı, ‘eziyet, ıstırap ve azap’ gibi anlamların yanında tasavvufta da önemli bir kavramdır. William Shakespeare ise Batı dünyasının en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Necip Fazıl Doğuda; William Shakespeare de Batıda aynı insani çile ve ruh bunalımlarını yaşayıp, hissederek aynı mesajları evrensel olarak vermektedirler.
Necip Fazıl Üstad has written articles in poetry, theater, anecdote, story, article, history, critique, biography. We can only say that he is a writer and poet who looks at the kinds of works he gives and skillfully crafts a wide variety of products. Necip Fazıl is also the first important poets of the Republican Period. All his poems are collected in his work called Çile ‘suffering’. The poetry book, which has been published nine times in its health, has been enriched with new poems every print. The notion of ‘suffering’ is an important concept in Tasavvuft as well as its meanings like ‘torment, suffering and punishment’. William Shakespeare is regarded as one of the greatest poets of the Western world. Like Shakespeare’s Hamlet game, Necip Fazıl is in the East; William Shakespeare is living and experiencing the same human suffering and mood crises in the West, giving the same messages universally.
Keywords: Necip Fazıl Kısakürek, William Shakespeare, Suffering, Creating a Man, Hamlet.
Osmanlı Ordusunun Irak’ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zafer olarak tarihe geçmiştir. Öyle ki İngilizlerin, Türk tarih kitaplarından bile sildirecek kadar unutmak istediği hafızalara kazınacak bir zafer olma özelliği göstermektedir. Kimi tarihçiler, İngilizlerin 1781’de Amerika’daki Yorktown hezimetinden sonra en büyük yenilgiyi 29 Nisan 1916’da Irak’ın Kut’ül-Amare şehrinde aldıklarını savunur. Kuşkusuz İngilizler ve müttefiklerinin
Kut’ül-Amare’den önce Çanakkale’de yaşadığı hezimet, stratejik açıdan daha önemliydi. Dicle Nehri kıyısında Kut’ül-Amare şehri yakınlarında konuşlanmış İngiliz ve müttefiklerinin kuşatılmasıyla başlayan muharebe, kasabanın Osmanlı Ordusu tarafından ele geçirilmesi ve İngiliz birliklerinin tamamının esir alınması başarasıyla sona erdi.
Osmanlı Devleti’nin Kut’ul Amare savaşı sonrasında birçok İngiliz askeri esir almıştır. Bu esirlerden bir kısmı Yozgat’a getirlmiştir. Kut’ül-Amare‘de Osmanlı askerlerine teslim olan İngiliz Esirler için Yozgat’a varmadan önce gerekli hazırlıkların yapıldığı anlaşılmaktadır. Esirler 30 Haziran 1916’da Yozgat’a varmıştır. Bu bilgileri bilgiler Kut’ül Amare’de esir düşen İngiliz Binbaşı E.W.C. SANDES’in günlüğünden de teyit etmek mümkündür. Yozgat’a gönderilenlerin yaklaşık 100 kişi oldukları göz önüne alındığında, bu konuda yapılacak bir çalışmayla esirlerin
neden Yozgata getirildikleri ve burada nasıl muamele gördüklerinin açığa çıkarılması mümkün olacaktır.
Bu çalışmayla Osmanlı Devleti’nin Kut’ül-Amare savaşı sonrasında esir aldığı İngiliz askerlerinin Yozgat’a gönderilmelerinin ve bunun nedenlerinin açığa çıkarılması amaçlanmaktadır. Irak’ın Kut bölgesiyle
Yozgat arasındaki coğrafi uzaklığa rağmen buranın esir kampı olarak kullanılmasındaki ana nedenlerin ortaya çıkarılması hem Yozgat, Türk ve İngiliz tarih, kültür ve edebiyat çalışmalarına ışık tutacaktır. Çalışmamızda verdiğimiz bilgiler İngiliz Binbaşı E.W.C. SANDES’in günlüğünden yararlanılarak ortaya konulmaya çalışılacaktır. Böylece Yozgat ile ilgili tarihteki bir küçük ancak önemli bir ayrıntının açığa çıkarılmasına çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kut’ül-Amare, Osmanlı İmparatorluğu, İngiliz Esirler, Yozgat, Savaş Çalışmaları
George Orwell’s works bear a political tone. Burmese Days is not only a narrative of Burma’s, his East historical past, but a sociological document in which the cultural and social specificities of the country feature prominently. His escape into the jungle and his choice of this place as a setting for his play support his desire to reach sublimity, and his fantasies about his West concepts. My presentation will trace the markers of the sublime in his West and East memories through his use of landscape and also his criticism of imperialist politics.
Key words: Burmese Days, George Orwell, Politics, Sublimity,Orwell’s Esat and West memories.
ÖZ
George Orwell’in çalışmaları siyasi bir ton almaktadır. Burma Günleri, yalnızca Burma’nın tarihsel
geçmişinin bir anlatımı değil, aynı zamanda ülkenin kültürel ve sosyal özelliklerinin belirgin bir şekilde
bulunduğu bir sosyolojik belgedir. Vahşi ormana kaçışı ve bu mekânı O’nun oyununun bir senaryo ayarı
olarak seçmesi, kendi sırrına ve kutsal, orijinal Dünyasına ulaşma arzusunu destekler. Sunumum,
manzara ve Emperyalist politikayı eleştirmesiyle, gizli ve kutsal, kendine has Dünyası ve onun zihnini,
engin zekasını gösteren işaretleri izleyecektir.
Anahtar Kelimeler: George Orwell, Siyaset, Gizli ve Kutsal Dünya, Yücelik
George Orwell’s works bear a political tone. Burmese Days is not only a narrative of Burma’s historical past, but
a sociological document in which the cultural and social specificities of the country feature prominently. His escape
into the jungle and his choice of this place as a setting for his play support his desire to reach sublimity. My
presentation will trace the markers of the sublime through his use of landscape and his criticism of imperialist
politics.
Burmese Days, George Orwell, Politics, Sublimity
Öz
Bu çalışmada, Jane Austen’ın Gurur ve Önyargı romanındaki klasik İngiliz Edebiyatı ve modern okuyucu üzerindeki öğretimleri üzerinde durulmuştur. Austen bir kadın yazar olarak erkek ve kadın karakterlerinin ilişkilerini, yaşantılarını, genel dünya meseleleri olarak vermiştir. Bunlar değişik mekanları, zıt karakterleri, kullandıkları farklı dilleri ve en genel konular olarak; aşk, para, evlilik, sınıf ayrımlarını, bireysel acıları, kaderi vb. kapsayan genel, sosyal, dünya çapında konulardır. Yazar, kendi bireysel ev eğitiminden kazanımlarını, klasik eseri ve mükemmel bir roman yazım tekniğiyle ortaya koymuş, yalnızca kendinin de üyesi olduğu toprak sahibi İngiliz orta sınıfın temel değerlerini öğretmekle kalmamış, ele aldığı en temel insani konularla birlikte, günümüz yirmi birinci yüzyıl insanına bile birçok değer kazandırmıştır.
Anahtar Sözcükler
Roman, aşk, para, evlilik, kadın, erkek,
Abstract
In this article, it is stressed that modern art education should be approached by determining planned, programmed, logical, and completely scientific methods.
The functions and the status of art education is also examined in details in this essay. It is emphasized that education has a significant influence on individual behavioral variations and on society with its all components for forming national agreement, mutual support, sympathy, cooperation and unity. Art education’s responsibility of creating modern, dynamic, complete, rationalistic and new ideas in addition to its contemporary existence as an education of pleasure and impression is also stressed.
Key words
Art, Modern Education, Individual, Society, Changes, Arrangement.
Öz
Problem Durumu: Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Güzel Sanatlar (Resim Eğitimi Anabilim dalı) alanında derslere giren öğretim üyelerinin mesleklerini yürütürken yerine getirmek için gereken yükümlülükler, işlevselliğin temel sayıtlılarından mıdır? Böyle bir temellendirilebilmenin yapılabilmesi için, öğretim üyesinin, eğitim verdiği öğrenciye ne gibi katkı sağlamaktadır? Bu temel soru araştırmanın problem durumunu oluşturmaktadır. Bu sorunun çözümü sırasında, mesleki bilgileri dışında kendilerini yetiştirmeleri için, yaptıkları sanatsal- bilimsel etkinlikler eğitim ortamında ne gibi etkiler sağlar? Karşılaştığı sorunlar nelerdir?
Problem Cümle: Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Eğitimi Anabilim dalına derse giren öğretim üyeleri ile, bu dersleri alan öğrencilerin karşılaştıkları sorunlar ve akademik çalışma düzeyleri nelerdir?
Araştırmanın Amacı: Bu çalışmada “hiçbir şey, soyutlanmış bir şekilde algılanmaz. (Pike, G., ve Selby, 1989:6-7) Bu araştırmaya benzer (Çetin, M.:1995 yapılmış olduğu”
Türkiye’de Üniversite Öğretim Üyesi Yetiştirilmesinin Plânlama Sorunları/1963-1995)”adlı araştırmada Türkiye’de plânlı dönemde öğretim üyesi gereksinimi ile öğretim üyesi yetiştirilmesi konusundaki sorunların incelenmesi amaçlanmıştır. (Çetin, 1995:16) Sonuçta; öğretim üyesinin yeterli altyapı bilgi birikiminin sağlanması ve öğrenciye yansıması olarak düşünülebilir.
Anahtar Sözcükler
Eğitim, öğretim, öğrenci, program, bildiri, veri.
Öz
Aydınlanma Avrupa tarihinde özellikle on sekizinci yüzyıla damgasını vurmuş felsefi bir akımdır. Aklın kullanımını ve böylece önceden kabul edilmiş öğreti ve gelenekleri gözden geçirmeyi amaçlamış olan Aydınlanma hareketi, ön yargılarla ve doğaüstü olanla mücadele etmiştir. İnsanı merkez alan ve onun mutluluğunu hedefleyen Aydınlanma hareketi, özgürlüğe ve hukukun üstünlüğüne vurgu yapmıştır. Bununla birlikte, Aydınlanma’nın kuramda öngördükleriyle uygulama çelişmiştir. On sekizinci yüzyılın özellikle son çeyreğinde ortaya çıkmış olan Gotik romanlar, Aydınlanma hareketinin ürünü olan moderniteye karşı çıkmışlar ve onun yol açtığı tehlikelere dikkat çekmek istemişlerdir. Bu nedenle Gotik romanlar Aydınlanma karşıtı bir tutum benimsemişler ve Aydınlanma hareketinin eleştirisini yapmışlardır.
Anahtar Sözcükler
Aydınlanma, özgürlük, baskı, Gotik roman, eleştiri.
Öz
Aydınlanma Avrupa tarihinde özellikle on sekizinci yüzyıla damgasını vurmuş felsefi bir akımdır. Aklın kullanımını ve böylece önceden kabul edilmiş öğreti ve gelenekleri gözden geçirmeyi amaçlamış olan Aydınlanma hareketi, ön yargılarla ve doğaüstü olanla mücadele etmiştir. İnsanı merkez alan ve onun mutluluğunu hedefleyen Aydınlanma hareketi, özgürlüğe ve hukukun üstünlüğüne vurgu yapmıştır. Bununla birlikte, Aydınlanma’nın kuramda öngördükleriyle uygulama çelişmiştir. On sekizinci yüzyılın özellikle son çeyreğinde ortaya çıkmış olan Gotik romanlar, Aydınlanma hareketinin ürünü olan moderniteye karşı çıkmışlar ve onun yol açtığı tehlikelere dikkat çekmek istemişlerdir. Bu nedenle Gotik romanlar Aydınlanma karşıtı bir tutum benimsemişler ve Aydınlanma hareketinin eleştirisini yapmışlardır.
Anahtar Sözcükler
Aydınlanma, özgürlük, baskı, Gotik roman, eleştiri.
Öz
Bir fikrin,bir ürünün bir özelliğin geniş kitlelere tanıtımı için,reklamın çok
büyük önemi vardır. Reklam yapmanın farklı yöntem çaba ve türleri
gerekmektedir. En etkileyici reklam aracı olarak yıllar boyu değerini hiç
kaybetmeyen afiş’i sayabiliriz. En eski afişin Türkiye’de İzmirlEfes’te olduğunu
söyleyebiliriz.
Türkiye’de afiş sanatının öncüleri arasında, Osmanlı’dan Cumhuriyet
Türkiye’sine köprü olmuş afiş sanatçısı İhap Hulusi Görey’ sayabiliriz.
İhap Hulusi bir örnre onbine yakın afiş,karikatür,suluboya eser sığdırmış
ününü dünyanın birçok ülkesine ulaştırmış sanatçılanmızdan biridir.
İhap Hulusi Görey’in sağlığında tamamlayamadığı üç adet afişine ulaşmış
bulunuyoruz. Bu afişleri diğer yaptığı afişlerle bir geneııeme yaptığımızda
diğerleriyle aynı benzer özeııikler göstermektedir.
Anahtar sözcükler: afiş, reklam, efes, eser, el sanatı.